Adnan Menderes’in sonuç günlerini geçirdiği El Erki ve Özgürlükler Adası geçmişin izleri taşıyor (2)

Türk demokrasisinin bildirme esmer günlerinden biri olan Başbakan Adnan Menderes ile arkadaşlarının idamının peşi sıra 61 yıl geride kalırken, El Erki ve Özgürlükler Adası’nda 1960 darbesinin izlerini yansıtan düzenlemeler ziyaretçileri o günlere yine götürüyor.

Uzun yıllar süresince kaderine tecezzi edildikten sonradan “El Erki ve Özgürlükler Adası” namına yeniden avlu bulan Yassıda, bugüne büyüklüğünde kestirmece 40 bin ziyaretçiyi ağırladı.

Gemi adaya ilk yanaştığında, Adnan Menderes’in akşam saati askerlerin eşliğinde merdivenlerden çıktığı tarihi videodaki argıt, ziyaretçilerin karşısına çıkıyor.

Ziyaretçilerini tarihi benzeri yolcuğa çıkaran cezire, 27 Mayıs 1960 darbesinin merhametsiz yüzünü yansıtırken, sunma çok ilgiyi Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Mukavemetli ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın yargılamasının yapıldığı salon ile Menderes’in kaldığı koğuş görüyor.

Adada, Demokratlık ve Özgürlükler Müzesi’nin ikinci katındaki mahbes odasının camları bire bir o günlerdeki kabil tahtalarla vabeste ve tahtaların aralarından gönül ışık sızıyor.

Adanın rehberlerinden Hasan Akpınar, Menderes’in koğuşunu, AA muhabirine anlattı.

Menderes’in yargılamalar sürecinde abstraksiyon altında tutulduğu odayı tanıtıcı Akpınar, “Menderes günün değme saati mütebeddil gözetleyici subaylarla lazım ihtiyaçlarını paylaşabiliyordu hemen. Hususi konular konuşması hem Milli Irtibat Komitesi hem birlikte Yüksek Adalet Divanı vasıtasıyla yasaklanmıştı. Menderes’in lavabosu bu odada bulunmamaktadır. Burayı ekspozisyon unsuru kendisine koyduk. Pencerelerdeki tahtalar Menderes’in odaları zaman ışığı almasın diyerek müstahzar ayrımsız ekspozisyon unsurudur. Bu Menderes’e, burada yargılandığı süreçte ruhsal takı uygulandığına delalettir.” diye niteleyerek konuştu.

Akpınar, Menderes’in idamından tıpkısı çağ önceki intihara kalkıştığını belirterek, “Ceketinin astarında biriktirdiği 33 gaflet hapıyla intihar etmiştir. Odasına gelen nöbetçi subay durumu fark edip adada kâin revire bertaraf, midesi yıkanarak hayatı kurtarılmıştır. Benzeri dönüş sonra de 17 Eylül 1961’te saat 14.35 sıralarında İmralı Adası’nda idam cezası edilmiştir.” dedi.

Başında 24 saat kat tutuldu

Menderes’in odasında günün gelişigüzel saati değişen subayların el tuttuğunu nâkil Akpınar, bunun sebebinin Menderes’in kendisine zarar vermesini alıkoymak olduğunu belirtti.

Akpınar, “Hasan Polatkan Spor Salonu 27 Mayıs Müzesi”nin tarihçesi hakkında birlikte vukuf vererek, şunları söyledi:

“Bu yapı 1947 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı aracılığıyla subayların sportif faaliyetlerini gerçekleştirmesi amacıyla işlenmiş. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Cemal Gürsel’in emriyle 592 Demokrat Partili adaya getirilmişler. Burada 11 maaş süreçte 19 ayrı davada yargılanmışlar. O dönemde çok sayıda dava açılmasından, buraya ulaşımın çarpık çurpuk sağlanamamasından kaynaklı proses uzamış. Yargılananların aileleri de buraya getirilerek davayı yakından strateji etmeleri sağlanmış.”

Davayı anlamak isteyenlerin, Milli Birlik Komitesi’nin Dolmabahçe’dahi müracaat ofisine başvurduklarını ve zaruri koşulları taşıyanların adaya getirildiklerini anlatan Akpınar, izleyicilerin tribünlere oturtulduğunu söyledi.

Akpınar, davanın değişmeyen duruşmasının 15 Ilkgüz 1961’üstelik yapıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

“Anayasayı ihlal davası ile diğer ülkü dosyaları birleştirilip kararlar münfail. İlk kendisine 15 benibeşer hakkında idam kararı istenmiş ancak bu benzer bilahare 4’e düşürülmüş. Cumhurbaşkanı Heybet Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Stabil ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan için idam cezası kararı isabet fakat Bayar yargılandığı esnada 78 yaşında olduğu amacıyla onun hakkındaki ölüm cezası kararı müebbet hapse çevrilmiş. 16 Eylül 1961’üstelik Polatkan ve Sağlam, İmralı adasında idam edilmişler. Menderes onların idam cezası edildiği devir intihara kalkışmış. 17 Eylül 1961’dahi Menderes üstelik İmralı’da idam cezası edilmiş.”

Menderes’in İmralı Adası’nda idam edilmeden geçmiş “Kimseye küskün değilim. Kırgınlığım yok. Hayata selamlamak amacıyla olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.” son sözlerini aktaran Akpınar, 15 aylık sorgulama ve enstantane sürecinde Adnan Menderes’in karısını ve çocuklarını vakit kaybetmeden 3 yol görebildiğini sözlerine ekledi.

-“Herkesin gelip görmesi lazım”

Kızıyla adayı ziyaret fail Hüseyin Bal, “Böyle balaban bire bir yere hayatımda ilk defa geldim, o yüzden kızımı birlikte getirdim. Milletin gelip görmesi gerekiyor. Görmeden, bakmadan, okumadan gereksiz seçkin özdek. Bura beni o günlere götürdü, gerçekleri gösterdi. Ortaöğretim 1’bile bıraktım okulu. Orada okutulanla buradaki gerçekler ortada çok ayırt var. Mecmu tamlık okudum amma burada gerçeği gördüm. Hep seçkin şeyi yapanlardan Tanrı razı olsun. İyi ki gelmişiz.” dedi.

Bal, gerçeklik yargılamaların kendilerine anlatılmadığını rapor ederek, “Zaman gördüklerimize baktık. Bilfarz elden Menderes değil 500 kesir birey yargılanmış. Şimdiye kadar o 500 kişiyi duymadık. Yemeden Içmeden Menderes asıldı, arkadaşları böyle yapıldı. Vakit Kaybetmeden onu öğrettiler. Herkesin gelip görmesi geçişsiz. Çocuklarına göstermesi lazım.” diye niteleyerek konuştu.

“Demokratlık bu değil”

Semra Demirer dahi adadan duygun bire bir şekilde ayrıldığını belirterek, “Ben spor bilimciyim, spor salonunun mahkemeye çevrilmesi benim çokça içimi acıttı. Ne olursa olsun, adam hangi kadar suçlu olursa olsun Cenabıhak’tır ömrü veren. Kişilerle alınmamalıdır hayat hakkı. Bence çok çığlık benzeri özdek bu. Düşünsenize annesini, babasını…” ifadelerini kullandı.

Gencecik insanların da asıldığını, bunun demokratlık olmadığını vurgulayan Demirer, şöyle devam etti:

“Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Eksiksizlik Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet altını bu değil. Bittabi kim burayı gezip kısaltmak ve gençlere yeryüzü âdeta yaştan itibaren o farkındalığı tesis etmek geçişsiz. Bunun hangi kadar incitici benzeri durum olduğunu afişe etmek namına iyice tasarım edilmiş. Açılması dahi güzelce olmuş, iri çalışma mevdu. Kebir tıpkı yerdeyiz amma içimiz parçalanarak gidiyoruz. Bu ne yara tıpkısı şeydir. Memlekete hizmet etmenin bedeli bu olmamalı.”

Share: