Reisicumhur Erdoğan, TÜGVA 5. Gösterişsiz Genel Kurulunda konuştu: (2)

Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan, “Çoluk Çocuk, ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Sizin ufkunuz ve hayalleriniz vizyonumuzu genişletiyor. Sizlerin sadakati ve samimiyeti saflarımızı sıklaştırıyor.” dedi.

Erdoğan, Sinan Yiğitlik Spor Salonu’nda düzenlenen TÜGVA 5. Dümdüz Umumi Müesses ve 6. Bilgisizlik Buluşması’nda, aradıkları şeyin, milletin Malazgirt’ten bugüne coğrafyaya bilek gücü ve arzu enginliğiyle dürtmek dokunmak dokuduğu mecmu değerler olduğunu söyledi.

Cumhur Reisi Erdoğan, aradıkları şeyin, yüzyıllık kayıpların peşi sıra her alanda yeniden yükselişin ifadesi olan bütün birlikte verdikleri mücadele olduğunu dile getirdi.

“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” mealindeki ayeti anımsatan Erdoğan, “Bu söze akıllıca şekilde, saatlerce günlerce konuşsak bitiremeyeceğimiz anne meramımı sizlere aktarabildiğime inanıyorum. Türkiye, tıpkısı çağ geçmiş istiklali ve istikbali uğruna gençlerinin önemli tıpkı kısmını cephelerde feda etmiştir. Cumhuriyet Altını tarihi boyunca birlikte vesayetten darbelere, yokluklardan siyasal kavgalara büyüklüğünde birçok badireler nâkil ülkemizde bunların faturasını sunma haddinden fazla ödeyen gençlerimiz olmuştur.” diyerek konuştu.

Erdoğan, yıllarca birilerinin karışık siyasetinde, bu ülkenin henüz ömrünün baharındaki birçok gencinin anahtar yerine kullanıldığına ve tıpkı ayrımsız karışık üzere harcandığına vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“siyasi parti tabelası arkasına gizlenmiş, kargaşa yuvalarında kandırdıkları gençlerimizi yarıcı örgütün elebaşlarına, Kandil’deki terör baronlarının sinsi emellerine kurban ettiler. Bunun amacıyla biz, sorumluluk üstlendiğimiz rastgele yerde ve rastgele çatlak attığımız adımları, gençlerinizle gelişigüzel planladık ve hayata geçirdik. İşte bu cahillik burada. Ödünsüz tıpkısı gençlik, bayağı tıpkısı toyluk değil, attığı adımı alim, istikametini bilen, ‘Yol O’nun, yaşayış O’nun, gerisi bilcümle angarya/ Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya’ diyen tıpkısı gençlik. İktidarlarımız boyunca, yaptığımız seçkin faaliyetin odağında gençlerimiz var. Hamdolsun zaman da gençlerimizle gelişigüzel posta yürümeye bitmeme ediyoruz. Gittiğimiz seçkin ilde, Ankara ve İstanbul’daki programlarımızın rastgele safhasında gençlerimizle bir araya gelmeye önem veriyoruz.”

“Çoluk Çocuk, ben size güveniyorum”

Erdoğan, gençlerin enerjisinin güçlerine korkulu kattığına belen ederek, şunları kaydetti:

“Gençler, ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Sizin ufkunuz ve hayalleriniz vizyonumuzu genişletiyor. Sizlerin sadakati ve samimiyeti saflarımızı sıklaştırıyor. İyi ki sizler kabil nöbet arkadaşlarına sahibiz. İyi kim sizler üzere milletimizin kültürlü geleceğini oyun fail fidanlara sahibiz. İyi kim sizler kadar ülkemizi huzuru kalple gönül edeceğimiz kadrolara sahibiz. Sizleri görünce Üstat kabilinden diyoruz ki ‘Surda ayrımsız boşluk açtık. Şerif mi mukaddes ey kaypak rüzgar çıktı hangi yandan esersen es.’ Çoluk Çocuk şunu unutmayın, biz varız, tıpkısı da karşımızda bilinen düşmanlar var. Hangi diyor İslam? ‘Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın. Güneş geceye muhtaç, bana birlikte sen lazımsın.’ Bu anlayışla bu yolda yürüyoruz. Varsa eğer birileri oldukları gibi görecekleri da vardır.”

“Maskeleri inince, altından barbar suratları imdi”

Reisicumhur Erdoğan, politik, kazançlı askeri ve diplomatik olarak zat iradesini ortaya koyan, zat hedeflerine akilane revan Türkiye fotoğrafı şekillendikçe yıpranmamış durumlarla karşılaştıklarını dile getirdi.

Bu tarihi süreçte yaşanan seçme hadisenin, karşıdakilerin hamur yüzlerini ortaya koymaya başladığının altını çizen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Deminden çoluk çocuk burayı iyi dinleyin. Demokratlık diyenlerin maskeleri inince, altından barbar suratları imdi. Hürriyet diyenlerin maskeleri inince, altından faşist suratları belirdi. Hak, hususiyet diyenlerin maskeleri inince, altından zalim suratları fırladı. Hoşgörü, plüralizm, özge diyenlerin maskeleri inince altından hodbin suratları görüldü. Tığ, insanlığın tamlık birikimi gibi demokrasiye üstelik özgürlüklere de hak ve hukuka de hoşgörüye da eş çıkmayı tabiatıyla sürdüreceğiz. Bunu biz başarırız. Zira bu kavramlarla rapor edilen değerler, kamu insanlığa aittir. Onların bu kavramların ardına gizledikleri tuhaf suratları, bize bir oluşum edemez. Medeniyetimizin bize çizdiği sınırlar, onlar gibi olmamıza asla izin vermez. Bu toprakların, bu kültürün evlatlarıysak barbar olamayız. Faşist olamayız, zalim olamayız. Egoist olamayız. Biz, yaratılanı Yaradan’dan dolayı muhip benzeri medeniyetin mirasçıları kendisine öz milletimizi arttırmak amacıyla çalışırken kalbini ve gözünü bize yöneltmiş tek insanı dışlayamayız. Tığ, irfansız ilimden Allah’a sığınan tıpkı kültürün mensupları kendisine zat istem coğrafyamızdaki hiçbir şeye, tek kimseye sırtımızı dönemeyiz.”

“Truva atlarının oyunlarına daha çok gelinmeyecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurtuluşu Allah’ın ipine sarılmakta gören bir inancın müntesipleri adına asırlardır içe yerleştirilen Truva atlarının oyunlarına artık gelinemeyeceğini belirtti.

Benzeri yandan ülkenin ve milletin yükselişinin maddi temellerini nesir ederken onunla bu arada yeni nesillerin kalplerini, gönüllerini, ruhlarını doyuracak, inanç çatısının de kurulması gerektiğini tabir fail Erdoğan, “Ecdadımız bu şekilde üç ana kara, yedi iklimde barışın, adaletin, huzurun, refahın bayrağını dalgalandırmıştır. Kadın bu toprakları kendimize şüphesiz vatan yaptığımızı şairin dilinden dinleyelim: Anlar Dünya-ı Rum’a tac-ü teberle geldiler. Bazı Yunus, kimi Tapduk, bazı Hacı Bektaş-ı Veli. Gökte yağmur, yerde lütuf, dört yana serpildiler. Anlar gelende aynı avuç buğdaydılar. Oluklar yetmedi dolup taştı. Bir ucun anda kaldı, tıpkı ucun beller aştı. Çokluğun gökte yıldızlar ile tıpkısı saydılar. Kimi germen oldu kimi burç. Bazısı oldu sahib-ül çıkış.” şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Share: